trarzh-TWenfrdejarues
Yaşamın temelini doğal kaynaklar oluşturmaktadır. Su, hava, toprak, hayvanlar, madenler ve bitki örtüsü en temel doğal kaynaklarıdır. Her ne kadar bitmeyecekmiş gibi görünse de bu kaynaklar, insanların sorumsuz ve bilinçsiz kullanımı yüzünden hızla azalmaktadır. İnsanlara ve kuruluşlara düşen görev, doğal kaynakları yok etmek değil korumak olmalıdır. İnsanların ve işletmelerin yıllar boyunca doğaya bıraktıkları atıklar, buralarda yaşayan canlı türlerinin azalmasına ve hatta yok olmasına neden olmuştur. Ülkemizin kalkınması için sanayi tesislerine elbette ihtiyaç var ama önemli olan kaynakların tutumlu ve kirletilmeden kullanılmasıdır. Toprağa bırakılan zararlı atıklar, zamanla toprağın özelliklerini kaybetmesine ve verimsizleşmesine neden olmuştur. Toprak bitki örtüsünden yoksun kalmakta, çölleşmektedir. Su kaynakları,ormanlar ve yer altı zenginlikler de bilinçsizce tüketim sonucunda gittikçe azalmaktadır. Doğal kaynaklar, insanların ve bütün canlıların yaşam nedenidir ancak doğal kaynaklar tükenmekte ve canlı yaşamı durma noktasına yaklaşmaktadır. Doğal kaynakların tükenmesi yanında havaya salınan gazların etkisi ile ozon tabakasının incelmesi, ilklim değişikliklerinin yaşanmaya başlaması, küresel ısınmanın başlaması ve buzulların…
Yapılan bazı araştırmalar, ekolojik ürünlere olan ilginin artmasına bağlı olarak bu duyarlılığın bugün bir pazarlama aracı olarak kullanıldığını göstermektedir. Bu da ister istemez bu ürün ve hizmetler için ciddi bir güvenilirlik sorunu olduğunu yaratmaktadır. Yabancılar bu yaklaşıma greenwash demektedir, yani yeşil gösterme. Bu tür faaliyetler, bir firmanın ürün veya hizmetleri hakkında ya da çevresel eylemleri konusunda tüketicileri yanıltma faaliyetidir. Bu durumda bir ürünün ekolojik bir ürün mü olduğu veya ekolojik gösterilmeye mi çalışıldığı anlaşılmamaktadır. Ancak tüketiciler yine de bir takım sinyaller alabilir. Örneğin geneli kapsayan bir çevre analizi yerine ürün veya hizmetlerin tek bir özelliğine vurgu yapılıyorsa ya da firma eğer net kanıtlar ortaya koyamıyorsa bu durumlar şüphe uyandırmalıdır. Firmanın açıklamalarında yanlış anlamalara yol açabilecek belirsizlikler varsa veya farklı konularda yersiz iddialarda bulunuluyorsa yine bu davranışlar şüphe uyandırmalıdır. Bazı firmalar da iki farklı etkiden daha az önemli olanına vurgu yaparak tüketicinin dikkatini başka bir noktaya çekmeye çalışmaktadır. Bu yüzden insan…
Doğadaki canlı organizmaların yaşamsal faaliyetlerini olumsuz yönde etkileyen, hava, su ve toprak gibi cansız ögelerin ise niteliklerini bozan ve yapısal zararlar meydana getiren yabancı maddelerin karışması olayına çevre kirliliği denmektedir. Doğrudan insan eliyle yaratılan çevre kirliliğinin doğaya verdiği zarar gün geçtikçe büyümektedir. Doğal kaynaklar tükenmekte ve yaklaşan tehlike, artan nüfus karşısında ihtiyaçları karşılayamayacak bir noktaya ilerlemektedir. Artık küresel anlamda iklim değişiklikleri yaşanmakta, küresel ısınma iyiden iyiye kendini hissettirmekte, ekosistemler çökmekte ve ozon tabakasında incelme kopma noktasına gelmektedir. Önlem alınmazsa gelecek nesilleri hiç de temiz bir dünya beklememektedir. Bugün için önlem almakta geç bile kalınmıştır. Böylesi bir ortamda özel ve resmi kuruluşlar bir takım çalışmalar içine girmişlerdir ve doğanın korunması ve insan sağlığına zarar gelmemesi açısından çaba göstermektedir. Bu koşullarda kuruluşumuz da sosyal sorumluluk duygusu ile hareket ederek Ekomark© Standardı’nı hazırlamıştır. Kimsenin insan sağlığını tehdit eden ve çevrenin tahrip olmasına neden olan bu duruma seyirci kalmaması gerekmektedir. Zehirli maddelerle kirlenmiş bir…
Sağlıklı yaşam dendiğinde akla her zaman, alkol ve sigaradan uzak durmak, kalbi korumak, spor yapmak ve doğru beslenmeye özen göstermek gelir. Sağlıklı bir vücuda sahip olmak için bunlar gereklidir elbette. Uzmanlar, sağlıklı bir yaşam için şehirden uzaklaşmayı ve doğa ile baş başa kalmayı da önermektedir. Bu da çok anlamlı bir öneridir. Dikkat edilirse bu sayılanlar içinde, insan sağlığı açısından iki önemli nokta bulunmaktadır. Birinci nokta doğru beslenmeye özen göstermektir. Ancak burada sadece beslenmek için doğru ürünlerin seçilmesi ve doğru yöntemlerle bu ürünlerin besine dönüştürülmesi kasdedilmemektedir. Ürünlerin doğru yollardan üretilmiş olması ve içlerinde insan sağlığına zarar verecek tehlikeli maddeler ve kimyasallar bulunmaması, hatta doğru ambalajlanmış olması da kasdedilmektedir. İkinci nokta ise doğanın korunmasıdır. Doğanın temiz kalması ve kirlenmemesi, insan sağlığı için, ama daha önemlisi gelecek nesiller için gereklidir. Ürünlerin ekolojik denge içinde ve en doğal yollardan üretilmesi, üretimi hızlandıracak veya erken olgunlaştıracak kimyasalların kullanılmaması, kullanılan tohumların ve fidelerin en saf hallerinin…
Ekoloji, canlı organizmaları ve onların çevreleri ile olan ilişkilerini inceleyen bir biyoloji dalıdır. Ekolojik döngü ise, su, mineraller, azot, oksijen ve karbon gibi maddelerin, canlılar, su, hava ve toprak arasında çeşitli formlara dönüşerek yer değiştirmesi, doğada sürekli dolaşımıdır. Canlı organizmalar için yaşam alanı olan, okyanusların bin metre taban derinliği ile deniz seviyesinden altı bin metre atmosfer yüksekliği arasındaki alana, biyolojide biyosfer ismi verilmektedir. Biyosfer tabakası, su, hava ve topraktan oluşmaktadır ve canlılar için bir yaşam alanıdır. Biyolojik olarak bu alan içinde yaşayan hayvanlara fauna, bitkilerin tamamına ise flora denmektedir. Biyosfer tabakası içinde belli bir alanda yaşayan canlılar bir küme oluştururlar Bu canlı kümelerin fiziki çevre ile, yani cansız ortam ile ilişkileri ise ekosistemleri meydana getirir. Ekosistem bir yaşam birliğidir ve içinde üç canlı gurubu bulunur: üreticiler, tüketiciler ve ayrıştırıcılar. Üreticiler, fotosentetik canlılardır. Tüketiciler genelde etçil ve otçullardır. Ayrıştırıcılar ise bakteri ve mantarlardan meydana gelir. Üreticiler fotosentez yapar, tüketiciler solunum yapar,…
Yok olan yaşam alanları, küresel ısınma ve iklim değişiklikleri, çevre kirliliği, düzensiz ve plansız yapılaşma ve sağlıksız toplumlar, bugünün en büyük problemleridir. Bu sorunları yaratanlar ise ne yazık ki insanlardır. Çarpık kentleşme ve kötü tüketim alışkanlıkları bu problemleri yaratmaktadır. Dünya nüfusunun yarısından fazlası şehirlerde yaşıyor. Gelişmekte olan ülkelerde bu oran çok daha yüksek. İnsanlar yaşam şekillerini ve tüketim alışkanlıklarını değiştirmedikçe, ne doğanın acımasızca tahrip olmasının önüne geçilebilir ne de sağlıklı nesiller yetişebilir. Bugünün küresel boyuttaki çevre sorunlarının bir nedeni, batı ülkelerindeki sanayi devrimi sonrasında fosil yakıt kullanımındaki yüksek artıştır. Mevcut enerji kaynaklarına bağımlılık had safhaya ulaşmıştır. Bu yüzyılda atmosfere salınan sera gazı etkisinin yarattığı tehdit artık herkesçe biliniyor. Doğanın korunması için ve hiç değilse doğaya verilen zararın en düşük seviyeye indirilmesi için yapılan çalışmalar gittikçe hızlanmaktadır. Sürdürülebilirlik denilince akla hemen doğanın korunması gelmektedir. Sürdürülebilirlik kavramının temelinde doğal çevrenin korunması var ama iş sadece bununla sınırlı değil. Çevre koruma çalışmalarının tek…
Ekolojik etiket sistemi ilk olarak Avrupa Birliği ülkelerinde uygulamaya başlanmıştır. 1992 yılında Avrupa Konseyi’nin çıkardığı direktif ile ürün grupları bazında çevre kriterleri belirlenmiş ve ürün ve hizmetleri bu kriterlere uyan firmalara Eko-Etiket kullanma izni verilmeye başlanmıştır. Aslına bakılırsa çevre etiketleri konusunda bundan önce de başlatılan başka uygulamalar vardır. Örneğin, Almanya’da uygulanan ve kısa sürede diğer Avrupa ve dünya ülkelerinde de kabul gören Blue Angel Etiketi, 1978 yılından beri kullanılmaktadır. Bu çevre etiketi de Eko-Etiket gibi gıda ve ilaç dışında birçok ürün için geliştirilmiştir. Ancak Eko-Etiket ile ilgili yasal düzenleme kısa sürede Avrupa Birliği ülkelerinin kendi iç hukukuna girmiş ve sadece Avrupa Biriği ülkelerinde değil bütün dünyada kabul edilmeye başlanmıştır. Yine de Avrupa Birliği ülkelerinde geliştirilen ve kendi ülkelerinde uygulanan başka ekolojik ürün etiketleri de bulunmaktadır. Bunlar içinde ey çok bilinenleri İsveç, Norveç, İzlanda ve Finlandiya’da geçerli olan Nordic Swan Etiketi ve Hollanda’da geliştirilen EKO Kalite Sembolü’dür. Bu ekolojik etiketler sadece…

Telif hakları ECOmark© bir "EUROLAB Laboratuvar A.Ş." özel markasıdır.

Web sayfamızda kullanılan logolar hak sahiplerine aittir, projede destek alınan kurumlar ECOmark ile bağlantılı değildir.